- kötü davranmak
- to maltreat, to walk over sb
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
kötülük etmek (veya yapmak) — kötü davranmak, zarar vermek Kötülük edeni öldürür veya ayetlerin emrettiği cezalardan birini verir. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
fena etmek — 1) (birini) kötü davranmak 2) (birini) kötü bir duruma düşürmek Bu koku beni fena etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
etelemek betelemek — i, hlk. Kötü davranmak Yanına gidemem, eteler beteler, canımı sıkar … Çağatay Osmanlı Sözlük
hot zot — is. Sert ve kötü davranmak anlamındaki hot zot etmek deyiminde geçen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
uğraşmak — le 1) Bir iş üzerinde sürekli çalışmak Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi. P. Safa 2) e Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye … Çağatay Osmanlı Sözlük
görümcelik yapmak (veya etmek) — görümce geline kötü davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynanalık etmek — 1) kaynana geline veya damada kötü davranmak 2) bir yakınına gereğinden çok karışmak Sessizliğine, yumuşak başlı görünüşüne karşın, onun biraz kaynanalık edeceğini ben de tahmin ediyordum. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepesine binmek (veya çıkmak) — (birinin) genellikle kendinden daha güçsüz kimseleri ezmek, kötü davranmak Böyle kız gibi nazik bir zabiti askerler sayarlar mı? Askerlerimiz tepenize çıkıyordur, nedir? R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
etmek — nsz, der 1) Bir işi yapmak Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. H. Taner 2) İyi, kötü zarflarıyla birlikte davranmak İyi ettiniz de geldiniz. 3) i Bulmak, erişmek Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. R. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
taş koymak — engelleyecek biçimde davranmak Damadım hakkında kötü şeyler düşünmeni, bu işe taş koymanı istemiyorum. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük